18 Haziran 2012 Pazartesi

suleyman-ozisik-muallim-mi,-hoca-mi,-ogretmen-mi

Muallim mi, hoca mı, öğretmen mi? 

18 Haziran 2012 Pazartesi 

Süleyman ÖZIŞIK 
suleyman@internethaber.com 

 
Merhum Cemil Meriç yıllar yıllar önce isyanını, "Öğretmen ne demek? Ne soğuk, ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime" sözleriyle dile getirirken ne çok tepki almıştı.. Aydınların böyle bir özelliği var işte. 30 yıl sonra yaşanacakları öngörüp, teşhisi koyabilmek.

Herşey ufak ufak değişti aslında..

Cemil Meriç yazmadan çok önce değişmişti. Önce alim yetiştiren "muallim" ünvanını terkettirdiler. Laik Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde alim yetiştiren muallimler yetişemezdi. Yetişse bile o zehirli fikirleriyle alimler yetiştiremezdi.

Yoksa Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin yıkılması an meselesiydi.

"Onlara hoca diyelim" dediler.

Çok sürmeden bu ünvan da onları rahatsız edecekti. Perran Kutman'ın o meşhur dizide söylediği gibi, "Hoca camideydi.."

Hiç camii imamıyla bir öğretmen aynı kefeye konulabilir miydi?

Farkına bile varamadı öğretmenler. Sizi yüceltiyoruz diye sıradanlaştırıldıklarının, ötekileştirildiklerinin farkında bile olamadılar.

Camilerdeki hocaları hakir gördüklerinin, aşağıladıklarının farkına bile varmadan, "Evet bu en iyisi" dediler. Dil alışkanlığından ötürü "Hocam" diyen öğrencilerin tokatlandığı bile oldu. Çocuklar zamanla pratik yolunu buldu ve onları olabilecek en anlamsız isimle çağırmaya başladı: "Örtmenim"

Oysa öğretmen görevi gereği, mesleği öğretendi. Ama hoca, hayat tarzı aşılayan, yetiştiren, aydınlatan ve adeta dehayı ortaya çıkarandı. Ebediyete kadar saygı duyulandı. Nerede görülürse görülsün, "O benim hocamdır" denilerek baştacı edilen, eli doyasıya öpülendi.

Sonra talebe kelimesini aradan kaldırdılar. Modern dünyanın bir parçası oluverince bu talebe sözü çok yavan kalacaktı. Onlara da "Öğrenci" dediler..

Öğrenci; Öğrenen, öğrenecek yaşta veya sıfatta olandı. Oysa talebe talep edendi. İlmi, irfanı talep eden, isteyendi ama bunun da farkına varmadılar.

Talebe öğrenci, muallim ve hoca da öğretmen olunca, o yüce değerlerin içi de zemberekten boşalır gibi boşaldı.

"Bu benim hocam" diyen talebenin yerine monte edilen medeni öğrenci "Ha o mu. O bizim sosyalci", "bizim matematikçi", "bizim fenci" diyerek öğretmeni maaş karşılığı 45'er dakikalık sınırlar içinde ders veren memur gibi gördüğünü ilan etti.

Talebesinin önünde el pençe divan durduğu hocanın yerine, öğrencisinin karşısında elini cebinden çıkarmadığı, ayak ayak üstüne attığı, karıdan kızdan manitadan rahatlıkla bahsettiği öğretmenler gördük acı içinde.

http://www.internethaber.com/muallim-mi,-hoca-mi,-ogretmen-mi-12723y.htm

ŞİMDİNİN 6 SINIFI DİYELİM, 
-ÖĞRETMENİM DEDİRTMEYE ÇALIŞANI DELİRTMEYE ÇALIŞMAK EN BÜYÜK ZEVKTİ.
-MAYMUN SOYUNDANMI GELİYORSUNUZ SORUSU ZEVKİMİZİN AYRI TADI İDİ

LİSE YILLARINDA 
-MİLLİ OLMA ÇABASIYLA BAŞKA ŞEYLE PEK İLGİLENİLMEZ,  YADA A SOSYAL KİŞİLİK SAYLIDIĞI DERSCİ, DİNCİ VS GİBİ PEK AZ İSTİSNA VARDIR.
-GENELEVDE KARŞILAŞTIĞIN ÖRTMENLERLE MUHABETE BAŞLARSIN, KARININ İYİSİNİ VS DERİN MEVZUYA DALARSIN...O ZAMANKİ ORADAKİ POLİS KONTROLÜNÜN NE İŞE YARADIĞINI PEK DE BİLMİYORUM.


ÖRTMENLERDEN BAHSEDİYORUZ, 
OKULDAKİ HOCALARIMIZ MÜSTESNADIR.
ZATEN YAZARIMIZDA NE GÜZEL BAHSETMİŞ

Hiç yorum yok: